Hukukçu'nun Aşk Mektubu


Ey kalbimin biricik maliki...
Gözlerim, muhteşem bakan ve sürekli gülen gözlerine takıldıktan sonra, zaten pek az olan hür irademi, Malik sıfatıyla zilyet bicimde aldın, hapsettin. Avukatın kanun boşluğunu sevdiği kadar sevmeye başladım seni.


O kadar sevdim ki ve o kadar tutuldum ki, tehdit sucu işlesen beraat ettiririm, Yargıtay olup kararımı bozsan direnmem, hürriyetten yoksun bıraksan takipsizlik veririm. Tam ehliyetli bir haldeyken, Seninle birlikte mahcur oldum, kendime kayyım atattırdım. Alacağım olsa sana temlik ettiririm, taşınmazım olsa sana tescil ettiririm. Daha ne olsun... 

Vize – Finallerde herkes Ceza’ya çalışırken ben suçları sende öğrendim, sen katildin, ben ise maktul. Suç ise, kasten öldürme. İdare çalışırken de sen aklımdaydın hep. Hep ayrıcalıklı olan sendin, kamu yararından daha üstündün. Ticaret hukuku çalışırken bilinçaltımdaki basiretli tacir sen oluyordun hep. Ben ise İflas’ta idim sürekli. Anayasa’ya bakayım biraz dedim, orada da sen vardın. Normlar hiyerarşisinin en üstü sürekli sana aitti. Değiştirilemeyecek hükümdün sen benim için. 

Sonra neler değişti bilmiyorum. Seninle müteselsil sorumlu olmak istediğim bu hayatta çok şey değişti, sanki hakkında gaiplik verildi ve sen gittin. Ve tek başıma kaldım, herkes benden aldı alacağını, kimseye rücu edemedim. Anlatamadım derdimi...

Neyse. hukukçunun dili açıldıkça susmak bilmez, ben de çok konuştum. Yine de Görüşmek üzere kalbimin maliki, ruhumun rehnalanı...

Yorumlar